Ensinger 1977 yılında pencere, kapı ve cephelerin metal çerçevelerinde ısı yalıtımı sağlayan dünyanın ilk seri profilini üretti. Bu yalıtım profili, enerji verimliliği ve konfor sağlamanın yanında çerçevelerde terleme oluşmasının da önüne geçti. Termal bölümleme sayesinde yüksek yapılarda geniş yüzeyli cam kullanma isteği de sorunsuz karşılanabildi.
Enerji değerli bir kaynaktır. Tüketiciler, özellikle maliyetler arttığında bunu anlıyor. 1973 yılında yaşanan ve fosil yakıtların bir yıl içerisinde yüzde 400'ün üstünde zamlandığı petrol fiyatları şoku, insanlara bu kıt kaynaklara ne kadar bağımlı olduklarını gösterdi. En yüksek verimlilik potansiyeline yapı sektörü sahipti. UNEP 2016 Global Status Report'a göre günümüzde de dünyadaki enerji tüketiminin ve CO2 emisyonlarının yaklaşık üçte biri hala bu sektörden kaynaklanıyor. Peki tasarruf potansiyeli? Yüzde 60'tan fazla.
"1970li yıllarda durum tabi çok farklıydı" diyerek o günleri hatırlıyor Wilfried Ensinger. "Binaların yalıtımı için yeni malzemelerin sayısı artıyordu. Ancak uygulama gecikmeli gerçekleşiyordu. Özellikle pencere, kapı ve cephelerin metal çerçevelerinden çok enerji kaybediliyordu. Bu böyle kalamazdı." Bu tür alüminyum sistemlerin üreticileri zamanın alametlerini fark etti ve ürünlerinin enerji verimliliğini arttırmak için olanaklar aradı. Plastik uzmanı Ensinger de bu firmaların geliştirme ortağı oldu ve olmayı sürdürüyor.
Alüminyumu “Harika bir malzemedir: hafif, sağlam, korozyona dayanıklı ve geri dönüştürülebilir" diye tanımlıyor Ensinger. Fakat 160 W/mK değerindeki ısı iletkenliği çok yüksek. Özel plastikten imal edilmiş ısı yalıtım profili, pencere çerçevesinin iç ve dış kabuğu arasında termal bariyer vazifesi görüyor. "Bunun için plastik profilin son derece hassas işlenmiş, sağlam ve uzun ömürlü olması gerekir. Çünkü cam yüzeyi ne kadar büyükse çerçeve o kadar çok ağırlığı ve rüzgar yükünü taşımak zorundadır, hem de bunu birbirini takip eden günlük ve mevsimsel sıcaklık iniş çıkışlarına rağmen güvenli bir şekilde 40 yıl sürdürebilmelidir.
Metal çerçevelerde termal bölümlemenin daha iyi olması için geçmişte ilk fikirler çeşitliydi: Kimileri çerçeveyi poliüretan köpükle kaplar, bazıları epoksi reçineli şeritler, kimisi de poliamit ve polyesterden kısa parçalar kullanır. Fakat sistem üreticileri bu plastiklerle büyük problemler yaşar. Hiçbir şey olmasa, eloksal ve toz boyama işleminde profillerin şekilleri bozuluyordu. Gereken teknoloji, zaman ve oluşan maliyetler daha fazlaydı.
Daha iyi bir çözüm konusunda 1966 yılında kurulan ve henüz yeni olan Ensinger firmasına neden güvenildi? "İşte bizim yöntemimiz burada önemli bir rol oynadı, bu da beni kendi işimi kurmama yöneltti: Cam elyaf takviyeli plastik ürünlerini gerekli hassasiyette üretebilen ilk üretici olduk", diyor firmanın kurucusu. "DIN uyarınca toleranslar +/- 0,2 mm idi. Ancak bu uygulama için yeterli değildi. +/-0,02 mm tolerans sunuyorduk: taşlanmış mal yerine bitmiş ekstrüzyonla imal edilmiş profiller. Her yerde bu konuşuluyordu."
Sistem üreticisi Wicona, Ensinger firmasına cam elyaf takviyeli Polyamit 66 talebiyle geldi. Bu malzemenin termal genleşme katsayısı alüminyumunkiyle aynıydı. Sıcaklık değişimlerindeki gerilimler bu şekilde asgariye indirildi ve alüminyum-plastik birleşimi yalıtımlı metal profiller 200° C'ye kadar sıcaklık altında da yüzey işlem görebiliyordu. BASF ile birlikte malzemenin dayanıklılığı ve uygunluğu pencere imalatında kullanılan yaklaşık 70 farklı madde ve işlem için test edildi.
Plastik profilin kalıcı bir şekilde güvenli ve sağlam olarak oturması için, Ensinger firması, kayma yönü boyunca uygulanan kuvvetin yanında biçimsel kilitlemenin de olmasını önerdi. Böylece günümüzde kullanılan alüminyum profillere diş açma prosesi doğmuş oldu. ift Rosenheim ve Federal Almanya Ulusal Malzeme Araştırma ve Test Kurumu ile birlikte bu şekilde oluşturulan bağlantılar hassas bir şekilde farklı profillerle test edilir ve sağlamlığı tatmin edici bulundu.
Normlandırmanın temel çalışması olarak ısı bariyeri monte edilmiş (kompozit) metal çerçeveler mekanik ve sıcaklık testleri ile en ince ayrıntısına kadar test edildi ve kayma dayanımları ile enine çekme dayanımları incelendi. Toplanan ifadeler uzman dergilerde yayınlandı. "Bu bize ve müşterilere gerekli güvenceyi verdi ve pazara girmemize olanak sağladı", diyor Ensinger. 1977 yılında ısı yalıtım profilinin seri üretimine başlandı. O tarihten bu yana sürekli olarak geliştirildi (bkz. kilometre taşları) ve insulbar markası altında dünya çapında pazarlandı.
Yalıtım profili, metal çerçevenin ısı geçirgenlik katsayısını (Uf) önemli ölçüde düşürüyor. Pencere boşluğunun yüzeyindeki çerçeve payı çoğunlukla yüzde 10 ila 60 arasında bulunduğu için pencerenin ısı geçirgenlik değerini (UW) önemli ölçüde etkiler. Mükemmel termal bölümleme sayesinde 0,8 W/m2K altında bir UW ile pasif bina standartları dahi yerine getirilmektedir.
"Ürünlerimizden beklentiler son derece çeşitli", diyor Wilfried Ensinger ve ekliyor: "Ancak bu çeşitlilik bile Ensinger’de standartlar içine alınabilmiştir.” İlk olarak yangın güvenliği ve sürdürülebilirlik konusunda artan beklentiler odak noktasına alındı: Böylece yangın dayanımlı sistemler için alev geciktirici, erimeyen ısı yalıtım çubukları doğdu. Normal yalıtım profilleri için "Cradle to Cradle Material Health" sertifikası ve geri dönüştürülmüş polyamitten üretilen insulbar RE için EPD sayesinde Ensinger, ayrıca en yüksek sürdürülebilirlik standartlarına göre bina belgelendirme sürecini de kolaylaştırıyor.
Giderek daha çok geniş yüzeyli ve bu nedenle daha ağır cam yüzeyi elemanları kullanma eğilimiyle yalıtımlı metal çerçevenin önemi giderek artıyor. Ensinger'e göre estetik ve statiğin yanında işlevsellik de daima önemli bir rol oynamalı. Bu sayede yansıma koruması, güvenlik, aydınlatma ve kontrol elemanları gelecekte çerçeve sistemlerinin bir parçası olabilir. Termal yalıtımla ilgili talep artacak mı? diye soracak olursanız, "Kesinlikle", diyerek Wilfried Ensinger kendinden emin olduğunu belirtiyor. "Yasal düzenlemelerle ilgili talepler farklı olabilir. Fakat gerçek ihtiyaç halkın içindeki çevre bilinci tarafından belirlenir. Ve bu da dünya çapında artıyor"
1960lı yıllarda yüksek sıcaklıklara dayanıklı polimerler bulunduğunda, Alman mühendis Wilfried Ensinger bu fırsatı görür ve değerlendirir: 1966 yılında 30 yaşındayken girişimci olur. Kendi garajında henüz olgunlaşmamış tecrübesiyle karbon ve cam elyaf takviyeli termoplastiklerin imalatını geliştirmeye başlar.
Yeni malzemeler ve yöntemler sayesinde karmaşık parçaları hassas olarak tanımlanmış özellik ve toleranslarla ekstrüde etmeyi başarır. Sanayi ve hammadde üreticileri ile yakın işbirliği yapan Ensinger, teknik plastik, işleme olanakları ve ürün çözümleri portföyünü sürekli olarak geliştirdi. 2300'den fazla çalışan ile Ensinger bugün yüksek performans plastikleri alanında dünya lideridir.
Ensinger GmbH firması, pencere, kapı ve cephe imalatı için ısı yalıtım profilleri sahasında dünya çapında lider geliştirici ve üreticilerden biridir. insulbar markası altında bulunan profiller metal çerçevenin iç ve dış kabukları arasında termal bölümleme gerçekleştirir. insulbar profillerine sahip metal çerçeveler enerji tasarrufu ve ısıtma veya soğutma maliyeti tasarrufunda en iyi değerlere ulaşmanızı sağlar. Bununla birlikte insulbar profilleri her açıdan azami kalite kriterlerini yerine getirir. 40 yılı aşkın bir süredir uluslararası alanda başarıyla kullanılmaktadırlar.
Ayrıntılı bilgi için bakınız www.insulbar.com.
Ensinger Grubu, bileşikler, yarı mamul, profil ve teknik konstrüksiyon parçaları ve yüksek performanslı plastik ürünler geliştirme, üretim ve satış alanında faaliyet göstermektedir. Ensinger birçok imalat yönteminden faydalanmaktadır, özellikle ekstrükzyon, mekanik işleme ve enjeksiyon kalıplama gibi. 33 merkezde toplam 2.400 personel ile bu aile şirketi dünya çapında pek çok endüstri bölgesinde imalat yerleri veya satış temsilcilikleri aracılığıyla temsil edilmektedir.
Ayrıntılı bilgi için bakınız: www.ensingerplastics.com.